Şems’in 40 Kuralı



Her badireden ve tecrübeden
sonra, hiç bir kitapta yazılı
olmayan, sadece can defterime
naksedilmiş kurallara bir
yenisini daha ekledim. Bunlara bir ad verdim ” Gönlü
Geniş Ve Ruhu Gezgin Sufi
Meşreplilerin Kırk Kuralı”
Bu Kurallar benim için tabiat
kanunları kadar evrensel, onlar
kadar temeldir. Bu kuralların kırkını birden tamama
erdirmek uzun senelerimi aldı.
Nicelerini silip silip yeniden
yazdım. Şimdi artık eklenecek
ne bir virgül kaldı ne nokta. Ne
bir harf, ne yeni bir kelime. Artık kırk kural da bittiğine
göre, ömr-ü hayatımın son
faslındayım.”
( Tebriz’ li Şems ) Şems’ in Kırk Kuralı 
(GönlüGeniş Ve Ruhu Gezgin, SufiMesreplilerin Kırk Kuralı)




1. Kural: Yaradan’ı hangi
kelimelerle tanımladığımız,
kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi
öncelikle korkulacak,
utanılacak bir varlık geliyorsa
aklına, demek ki sen de korku
ve utanç içindesin çoğunlukla.
Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat
anlıyorsan, sende de bu
vasıflardan bolca mevcut
demektir.
2. Kural: Hak yolunda ilerlemek
yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin
olsun,omzun üstünde ki kafan
değil. Nefsini bilenlerden ol
silenlerden değil !
3. Kural: Kur’an dört seviyede
okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni
manadır. Üçüncü batıninin
batınisidir. Dördüncü seviye o
kadar derindir ki kelimeler
kifayetsiz kalır tarif etmeye.
4. Kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını
bulabilirsin, çünkü O camide,
mescitte, kilisede, havrada
değil, her an her yerdedir.
Allah’ı görüp yaşayan olmadığı
gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek
O’nda kalır.
5. Kural: Aklın kimyası ile aşkın
kimyası başkadır. Akıl
temkinlidir. Korka korka atar
adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk
öyle mi? Onun tek dediği: Bırak
kendini, ko gitsin; akıl kolay
kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini
yıpratır, harap düşer. Halbuki
hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap
bir kalpte var!
6. Kural: Şu dünyadaki çatışma,
önyargı ve husumetlerin çoğu
dilden kaynaklanır. Sen sen ol,
kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü
yitirir. Aşık dilsiz olur.
7. Kural: Şu hayatta tek başına
inzivada kalarak, sadece kendi
sesinin yankısını duyarak,
hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka
insanın aynasında tam olarak
görebilirsin.
8. Kural: Başına ne gelirse
gelsin, karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin
bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de, dar
geçitler ardında nice cennet
bahçeleri var. Şükret! istediğini
elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği
gerçekleşmediğinde de
şükredebilendir.
9. Kural: Sabretmek, öylece
durup beklemek değil, ileri
görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü,
geceye bakıp gündüzü tahayyül
edebilmektir. Allah aşıkları
sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı
emer, hazmeder. Ve bilirler ki,
gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. Kural: Ne yöne gidersen git,
doğu,batı,kuzey ya da güney-
çıktığın her yolculuğu içine
doğru bir seyahat olarak düşün!
Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.
11. Kural: Ebe bilir ki sancı
çekilmeden doğum olmaz, ana
rahminden bebeğe yol açılmaz.
Ssenden yepyeni ve taptaze bir
sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır
olman gerekir.
12. Kural: Aşk bir seferdir. Bu
sefere çıkan her her yolcu,
istese de istemese de tepeden
tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
13. Kural: Şu dünyada
semadaki yıldızlardan daha
fazla sayıda sahte hacı,
hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki
mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp
kendindeki güzellikleri bir bir
keşfetmeye yönlendirir. Tutup
da ona hayran olmaya değil.
14. Kural: Hakk’ın karşına
çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat
sana rağmen değil seninle
beraber aksın. Düzenim
bozulur, hayatımın altı üstüne
gelir diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi
olmayacağını?
15. Kural: Allah, içte ve dışta
her an hepimizi tamama
erdirmekle meşguldür. Tek tek
her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız
her hadise, atlattığımız her
badire eksiklerimizi gidermek
için tasarlanmıştır. Rab
noksanlarımızla ayrı ayrı
uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
16. Kural: Kusursuzdur ya Allah,
onu sevmek kolaydır. Zor olan
hatasıyla sevabıyla fani
insanları sevmektir. Unutma ki
kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki
hakikaten kucaklamadan
ötekini, Yaradan’dan ötürü
yaratılanı sevmeden, ne
layıkıyla bilebilir , ne layıkıyla
sevebilirsin. 17. Kural: Esas kirlilik dışta
değil içte, kisvede değil kalpte
olur. Onun dışındaki her leke
ne kadar kötü görünürse
görünsün, yıkandı mı
temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik
kalplerde yağ bağlamış haset
ve art niyettir.
18. Kural: Tüm kainat olanca
katmanları ve karmaşasıyla
insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi
ayartmayı bekleyen korkunç bir
mahluk değil bizzat içimizde
bir sestir. Şeytanı kendinde
ara, dışında, başkalarında değil
ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil
sadece kendiyle uğraşan insan
sonunda mükafat olarak
Yaradan’ı tanır.
19. Kural: Başkalarından
saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla
kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin
sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde
dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak
demektir.
20. Kural: Yolun ucunun nereye
varacağını düşünmek beyhude
bir çabadan ibarettir. Sen
sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi
zaten kendiliğinden gelir.
21. Kural: Hepimiz farklı
sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet
Allah herkesin tıpatıp aynı
olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı
göstermemek,kendi
doğrularını başkalarına
dayatmaya kalkmak, Hakk’ın
mukaddes nizamına saygısızlık
etmektir. 22. Kural: Hakiki Allah aşığı bir
meyhaneye girdi mi orası ona
namazgah olur. Ama bekri aynı
namazgaha girdimi orası ona
meyhane olur. Şu hayatta ne
yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar
değil.
23. Kural: Yaşadığımız hayat
elimize tutuşturulmuş
rengarenk ve emanet bir
oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki
ağlar, perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir
kurcalar oyuncağı , kırar ve
atar. Ya aşırı kıymet verir , ya
kıymet bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne
tefritte. Sufi daima orta
yerde…
24. Kural: Madem ki insan
eşref-i mahlukattır, yani
varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde
ki halifesi olduğunu
hatırlayarak , buna yakışır
soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya
uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik,
gözü pek, gönlü emin bir halife
gibi davranmaktan
vazgeçmemelidir.
25. Kural: Cenneti ve
cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada
mevcut. Ne zaman birini
çıkarsız, hesapsız ve
pazarlıksız sevmeyi başarsak,
cennetteyiz aslında. Ne vakit
birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine
bulaşsak, tepetaklak
cehenneme düşüveririz.
26. Kural: Kainat yekvücud, tek
varlıktır. Herşey ve herkes
görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını
alma; bir başkasının hele hele
senden zayıf olanın canını
yakma. Unutma ki dünyanın
öte ucunda tek bir insanın
kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti
herkesin yüzünü güldürebilir.
27. Kural: Şu dünya bir dağ
gibidir, ona nasıl seslenirsen o
da sana öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer
çıkarsa sana gerisin geri şer
yankılanır. Öyleyse kim ki senin
hakkında kötü konuşur, sen o
insan hakkında kırk gün kırk
gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin
herşey değişmiş olacak. Senin
gönlün değişirse dünya değişir.
28. Kural: Geçmiş zihinlerimizi
kaplayan bir sis bulutundan
ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne
geleceğimizi bilebilir, ne
geçmişimizi değiştirebiliriz.
Sufi daima şu anın hakikatini
yaşar.
29. Kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek
değildir. Bu sebepten,”ne
yapalım, kaderimiz böyle”deyip
boyun bükmek cehalet
göstergesidir. Kader yolun
tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah
bellidir ama tüm dönemeç ve
sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse
ne hayatının hakimisin,ne de
hayat karşısında çaresizsin.
30. Kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından
kınansa, ayıplansa, dedikodusu
yapılsa, hatta iftiraya uğrasa
bile, o ağzını açıp da kimse
hakkında tek kelime kötü laf
etmez. Sufi kusur görmez kusur örter.
31. Kural: Hakk’a
yakınlaşabilmek için kadife
gibi bir kalbe sahip olmalı.Her
insan şu veya bu şekilde
yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir
hastalık, kimi ayrılık acısı
çeker, kimi maddi kayıp…
Hepimiz kalpteki katılıkları
çözmeye fırsat veren badireler
atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar;
kimimiz ise ,ne yazık ki daha
da sertleşerek çıkar.
32. Kural: Aranızda ki perdeleri
tek tek kaldır ki Allah’a saf bir
aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama Kurallarını
başkalarını dışlamak yahut
yargılamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur,
dost. Ve sakın kendi
doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama
inancınla büyüklük taslama !
33. Kural: Bu dünyada herkes
bir şey olmaya çalışırken sen
hiç ol! Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği
tutan dışında ki biçim değil
içinde ki boşluk ise, insanı
ayakta tutan da benlik zannı
değil hiçlik bilincidir.
34. Kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir.
Tam tersine, böylesi bir
teslimiyet son derece güçlü
olmayı gerektirir. Teslim olan
insan çalkantılı ve girdaplı
sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
35. Kural: Şu hayatta ancak
tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin
içindeki münkirle tanışmalı,
Allah’a inanmayan kişi ise
içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana
kadar gıdım gıdım ilerler kişi.
Ve ancak tezatları
kucaklayabildiği ölçüde
olgunlaşır.
36. Kural: Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana
tuzak kuruyor, sana zarar
vermek istiyorsa, Allah da
onlara tuzak kuruyordur. Çukur
kazanlar o çukura kendileri
düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre
hayır karşılıksız kalır, ne bir
katre şer. O’nun bilgisi dışında
yaprak bile kıpırdamaz. Sen
sadece buna inan !
37. Kural: Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir
saat ustasıdır. O kadar dakiktir
ki sayesinde her şey tam
zamanında olur. Ne bir saniye
erken, ne bir saniye geç. Her
insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. Kural: Yaşadığım hayatı
değiştirmeye, kendimi
dönüştürmeye hazır mıyım ?
Diye sormak için hiçbir zaman
geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş
olursa olsun, tamamen
yenilenmek mümkün. Tek bir
gün bile öncekinin tıpatıp
tekrarıysa,yazık ! Her an her
nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için
ölmeden önce ölmeli.
39. Kural: Noktalar sürekli
değişse de bütün aynıdır. Bu
dünyadan giden her hırsız için
bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst
insan alır. Hem bütün hiçbir
zaman bozulmaz. Her şey yerli
yerinde kalır, merkezinde…
Hem de bir günden bir güne
hiçbir şey aynı olmaz. Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. Kural: Aşksız geçen bir
ömür beyhude yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi
koşmalıyım, yoksa dünyevi,
semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları
doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve
tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır,
merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde..
Şems’in 40 Kuralı :
Her badireden ve tecrübeden
sonra, hiç bir kitapta yazılı
olmayan, sadece can defterime
naksedilmiş kurallara bir
yenisini daha ekledim. Bunlara bir ad verdim ” Gönlü
Geniş Ve Ruhu Gezgin Sufi
Meşreplilerin Kırk Kuralı”
Bu Kurallar benim için tabiat
kanunları kadar evrensel, onlar
kadar temeldir. Bu kuralların kırkını birden tamama
erdirmek uzun senelerimi aldı.
Nicelerini silip silip yeniden
yazdım. Şimdi artık eklenecek
ne bir virgül kaldı ne nokta. Ne
bir harf, ne yeni bir kelime. Artık kırk kural da bittiğine
göre, ömr-ü hayatımın son
faslındayım.”
( Tebriz’ li Şems ) Şems’ in Kırk Kuralı (Gönlü
Geniş Ve Ruhu Gezgin, Sufi
Mesreplilerin Kırk Kuralı)
1. Kural: Yaradan’ı hangi
kelimelerle tanımladığımız,
kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi
öncelikle korkulacak,
utanılacak bir varlık geliyorsa
aklına, demek ki sen de korku
ve utanç içindesin çoğunlukla.
Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat
anlıyorsan, sende de bu
vasıflardan bolca mevcut
demektir.
2. Kural: Hak yolunda ilerlemek
yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin
olsun,omzun üstünde ki kafan
değil. Nefsini bilenlerden ol
silenlerden değil !
3. Kural: Kur’an dört seviyede
okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni
manadır. Üçüncü batıninin
batınisidir. Dördüncü seviye o
kadar derindir ki kelimeler
kifayetsiz kalır tarif etmeye.
4. Kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını
bulabilirsin, çünkü O camide,
mescitte, kilisede, havrada
değil, her an her yerdedir.
Allah’ı görüp yaşayan olmadığı
gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek
O’nda kalır.
5. Kural: Aklın kimyası ile aşkın
kimyası başkadır. Akıl
temkinlidir. Korka korka atar
adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk
öyle mi? Onun tek dediği: Bırak
kendini, ko gitsin; akıl kolay
kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini
yıpratır, harap düşer. Halbuki
hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap
bir kalpte var!
6. Kural: Şu dünyadaki çatışma,
önyargı ve husumetlerin çoğu
dilden kaynaklanır. Sen sen ol,
kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü
yitirir. Aşık dilsiz olur.
7. Kural: Şu hayatta tek başına
inzivada kalarak, sadece kendi
sesinin yankısını duyarak,
hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka
insanın aynasında tam olarak
görebilirsin.
8. Kural: Başına ne gelirse
gelsin, karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin
bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de, dar
geçitler ardında nice cennet
bahçeleri var. Şükret! istediğini
elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği
gerçekleşmediğinde de
şükredebilendir.
9. Kural: Sabretmek, öylece
durup beklemek değil, ileri
görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü,
geceye bakıp gündüzü tahayyül
edebilmektir. Allah aşıkları
sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı
emer, hazmeder. Ve bilirler ki,
gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. Kural: Ne yöne gidersen git,
doğu,batı,kuzey ya da güney-
çıktığın her yolculuğu içine
doğru bir seyahat olarak düşün!
Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.
11. Kural: Ebe bilir ki sancı
çekilmeden doğum olmaz, ana
rahminden bebeğe yol açılmaz.
Ssenden yepyeni ve taptaze bir
sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır
olman gerekir.
12. Kural: Aşk bir seferdir. Bu
sefere çıkan her her yolcu,
istese de istemese de tepeden
tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
13. Kural: Şu dünyada
semadaki yıldızlardan daha
fazla sayıda sahte hacı,
hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki
mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp
kendindeki güzellikleri bir bir
keşfetmeye yönlendirir. Tutup
da ona hayran olmaya değil.
14. Kural: Hakk’ın karşına
çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat
sana rağmen değil seninle
beraber aksın. Düzenim
bozulur, hayatımın altı üstüne
gelir diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi
olmayacağını?
15. Kural: Allah, içte ve dışta
her an hepimizi tamama
erdirmekle meşguldür. Tek tek
her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız
her hadise, atlattığımız her
badire eksiklerimizi gidermek
için tasarlanmıştır. Rab
noksanlarımızla ayrı ayrı
uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
16. Kural: Kusursuzdur ya Allah,
onu sevmek kolaydır. Zor olan
hatasıyla sevabıyla fani
insanları sevmektir. Unutma ki
kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki
hakikaten kucaklamadan
ötekini, Yaradan’dan ötürü
yaratılanı sevmeden, ne
layıkıyla bilebilir , ne layıkıyla
sevebilirsin. 17. Kural: Esas kirlilik dışta
değil içte, kisvede değil kalpte
olur. Onun dışındaki her leke
ne kadar kötü görünürse
görünsün, yıkandı mı
temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik
kalplerde yağ bağlamış haset
ve art niyettir.
18. Kural: Tüm kainat olanca
katmanları ve karmaşasıyla
insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi
ayartmayı bekleyen korkunç bir
mahluk değil bizzat içimizde
bir sestir. Şeytanı kendinde
ara, dışında, başkalarında değil
ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil
sadece kendiyle uğraşan insan
sonunda mükafat olarak
Yaradan’ı tanır.
19. Kural: Başkalarından
saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla
kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin
sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde
dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak
demektir.
20. Kural: Yolun ucunun nereye
varacağını düşünmek beyhude
bir çabadan ibarettir. Sen
sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi
zaten kendiliğinden gelir.
21. Kural: Hepimiz farklı
sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet
Allah herkesin tıpatıp aynı
olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı
göstermemek,kendi
doğrularını başkalarına
dayatmaya kalkmak, Hakk’ın
mukaddes nizamına saygısızlık
etmektir. 22. Kural: Hakiki Allah aşığı bir
meyhaneye girdi mi orası ona
namazgah olur. Ama bekri aynı
namazgaha girdimi orası ona
meyhane olur. Şu hayatta ne
yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar
değil.
23. Kural: Yaşadığımız hayat
elimize tutuşturulmuş
rengarenk ve emanet bir
oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki
ağlar, perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir
kurcalar oyuncağı , kırar ve
atar. Ya aşırı kıymet verir , ya
kıymet bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne
tefritte. Sufi daima orta
yerde…
24. Kural: Madem ki insan
eşref-i mahlukattır, yani
varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde
ki halifesi olduğunu
hatırlayarak , buna yakışır
soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya
uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik,
gözü pek, gönlü emin bir halife
gibi davranmaktan
vazgeçmemelidir.
25. Kural: Cenneti ve
cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada
mevcut. Ne zaman birini
çıkarsız, hesapsız ve
pazarlıksız sevmeyi başarsak,
cennetteyiz aslında. Ne vakit
birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine
bulaşsak, tepetaklak
cehenneme düşüveririz.
26. Kural: Kainat yekvücud, tek
varlıktır. Herşey ve herkes
görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını
alma; bir başkasının hele hele
senden zayıf olanın canını
yakma. Unutma ki dünyanın
öte ucunda tek bir insanın
kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti
herkesin yüzünü güldürebilir.
27. Kural: Şu dünya bir dağ
gibidir, ona nasıl seslenirsen o
da sana öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer
çıkarsa sana gerisin geri şer
yankılanır. Öyleyse kim ki senin
hakkında kötü konuşur, sen o
insan hakkında kırk gün kırk
gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin
herşey değişmiş olacak. Senin
gönlün değişirse dünya değişir.
28. Kural: Geçmiş zihinlerimizi
kaplayan bir sis bulutundan
ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne
geleceğimizi bilebilir, ne
geçmişimizi değiştirebiliriz.
Sufi daima şu anın hakikatini
yaşar.
29. Kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek
değildir. Bu sebepten,”ne
yapalım, kaderimiz böyle”deyip
boyun bükmek cehalet
göstergesidir. Kader yolun
tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah
bellidir ama tüm dönemeç ve
sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse
ne hayatının hakimisin,ne de
hayat karşısında çaresizsin.
30. Kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından
kınansa, ayıplansa, dedikodusu
yapılsa, hatta iftiraya uğrasa
bile, o ağzını açıp da kimse
hakkında tek kelime kötü laf
etmez. Sufi kusur görmez kusur örter.
31. Kural: Hakk’a
yakınlaşabilmek için kadife
gibi bir kalbe sahip olmalı.Her
insan şu veya bu şekilde
yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir
hastalık, kimi ayrılık acısı
çeker, kimi maddi kayıp…
Hepimiz kalpteki katılıkları
çözmeye fırsat veren badireler
atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar;
kimimiz ise ,ne yazık ki daha
da sertleşerek çıkar.
32. Kural: Aranızda ki perdeleri
tek tek kaldır ki Allah’a saf bir
aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama Kurallarını
başkalarını dışlamak yahut
yargılamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur,
dost. Ve sakın kendi
doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama
inancınla büyüklük taslama !
33. Kural: Bu dünyada herkes
bir şey olmaya çalışırken sen
hiç ol! Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği
tutan dışında ki biçim değil
içinde ki boşluk ise, insanı
ayakta tutan da benlik zannı
değil hiçlik bilincidir.
34. Kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir.
Tam tersine, böylesi bir
teslimiyet son derece güçlü
olmayı gerektirir. Teslim olan
insan çalkantılı ve girdaplı
sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
35. Kural: Şu hayatta ancak
tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin
içindeki münkirle tanışmalı,
Allah’a inanmayan kişi ise
içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana
kadar gıdım gıdım ilerler kişi.
Ve ancak tezatları
kucaklayabildiği ölçüde
olgunlaşır.
36. Kural: Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana
tuzak kuruyor, sana zarar
vermek istiyorsa, Allah da
onlara tuzak kuruyordur. Çukur
kazanlar o çukura kendileri
düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre
hayır karşılıksız kalır, ne bir
katre şer. O’nun bilgisi dışında
yaprak bile kıpırdamaz. Sen
sadece buna inan !
37. Kural: Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir
saat ustasıdır. O kadar dakiktir
ki sayesinde her şey tam
zamanında olur. Ne bir saniye
erken, ne bir saniye geç. Her
insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. Kural: Yaşadığım hayatı
değiştirmeye, kendimi
dönüştürmeye hazır mıyım ?
Diye sormak için hiçbir zaman
geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş
olursa olsun, tamamen
yenilenmek mümkün. Tek bir
gün bile öncekinin tıpatıp
tekrarıysa,yazık ! Her an her
nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için
ölmeden önce ölmeli.
39. Kural: Noktalar sürekli
değişse de bütün aynıdır. Bu
dünyadan giden her hırsız için
bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst
insan alır. Hem bütün hiçbir
zaman bozulmaz. Her şey yerli
yerinde kalır, merkezinde…
Hem de bir günden bir güne
hiçbir şey aynı olmaz. Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. Kural: Aşksız geçen bir
ömür beyhude yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi
koşmalıyım, yoksa dünyevi,
semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları
doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve
tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır,
merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde..
Şems’in 40 Kuralı :
Her badireden ve tecrübeden
sonra, hiç bir kitapta yazılı
olmayan, sadece can defterime
naksedilmiş kurallara bir
yenisini daha ekledim. Bunlara bir ad verdim ” Gönlü
Geniş Ve Ruhu Gezgin Sufi
Meşreplilerin Kırk Kuralı”
Bu Kurallar benim için tabiat
kanunları kadar evrensel, onlar
kadar temeldir. Bu kuralların kırkını birden tamama
erdirmek uzun senelerimi aldı.
Nicelerini silip silip yeniden
yazdım. Şimdi artık eklenecek
ne bir virgül kaldı ne nokta. Ne
bir harf, ne yeni bir kelime. Artık kırk kural da bittiğine
göre, ömr-ü hayatımın son
faslındayım.”
( Tebriz’ li Şems ) Şems’ in Kırk Kuralı (Gönlü
Geniş Ve Ruhu Gezgin, Sufi
Mesreplilerin Kırk Kuralı)
1. Kural: Yaradan’ı hangi
kelimelerle tanımladığımız,
kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi
öncelikle korkulacak,
utanılacak bir varlık geliyorsa
aklına, demek ki sen de korku
ve utanç içindesin çoğunlukla.
Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat
anlıyorsan, sende de bu
vasıflardan bolca mevcut
demektir.
2. Kural: Hak yolunda ilerlemek
yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin
olsun,omzun üstünde ki kafan
değil. Nefsini bilenlerden ol
silenlerden değil !
3. Kural: Kur’an dört seviyede
okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni
manadır. Üçüncü batıninin
batınisidir. Dördüncü seviye o
kadar derindir ki kelimeler
kifayetsiz kalır tarif etmeye.
4. Kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını
bulabilirsin, çünkü O camide,
mescitte, kilisede, havrada
değil, her an her yerdedir.
Allah’ı görüp yaşayan olmadığı
gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek
O’nda kalır.
5. Kural: Aklın kimyası ile aşkın
kimyası başkadır. Akıl
temkinlidir. Korka korka atar
adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk
öyle mi? Onun tek dediği: Bırak
kendini, ko gitsin; akıl kolay
kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini
yıpratır, harap düşer. Halbuki
hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap
bir kalpte var!
6. Kural: Şu dünyadaki çatışma,
önyargı ve husumetlerin çoğu
dilden kaynaklanır. Sen sen ol,
kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü
yitirir. Aşık dilsiz olur.
7. Kural: Şu hayatta tek başına
inzivada kalarak, sadece kendi
sesinin yankısını duyarak,
hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka
insanın aynasında tam olarak
görebilirsin.
8. Kural: Başına ne gelirse
gelsin, karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin
bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de, dar
geçitler ardında nice cennet
bahçeleri var. Şükret! istediğini
elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği
gerçekleşmediğinde de
şükredebilendir.
9. Kural: Sabretmek, öylece
durup beklemek değil, ileri
görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü,
geceye bakıp gündüzü tahayyül
edebilmektir. Allah aşıkları
sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı
emer, hazmeder. Ve bilirler ki,
gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. Kural: Ne yöne gidersen git,
doğu,batı,kuzey ya da güney-
çıktığın her yolculuğu içine
doğru bir seyahat olarak düşün!
Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.
11. Kural: Ebe bilir ki sancı
çekilmeden doğum olmaz, ana
rahminden bebeğe yol açılmaz.
Ssenden yepyeni ve taptaze bir
sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır
olman gerekir.
12. Kural: Aşk bir seferdir. Bu
sefere çıkan her her yolcu,
istese de istemese de tepeden
tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
13. Kural: Şu dünyada
semadaki yıldızlardan daha
fazla sayıda sahte hacı,
hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki
mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp
kendindeki güzellikleri bir bir
keşfetmeye yönlendirir. Tutup
da ona hayran olmaya değil.
14. Kural: Hakk’ın karşına
çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat
sana rağmen değil seninle
beraber aksın. Düzenim
bozulur, hayatımın altı üstüne
gelir diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi
olmayacağını?
15. Kural: Allah, içte ve dışta
her an hepimizi tamama
erdirmekle meşguldür. Tek tek
her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız
her hadise, atlattığımız her
badire eksiklerimizi gidermek
için tasarlanmıştır. Rab
noksanlarımızla ayrı ayrı
uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
16. Kural: Kusursuzdur ya Allah,
onu sevmek kolaydır. Zor olan
hatasıyla sevabıyla fani
insanları sevmektir. Unutma ki
kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki
hakikaten kucaklamadan
ötekini, Yaradan’dan ötürü
yaratılanı sevmeden, ne
layıkıyla bilebilir , ne layıkıyla
sevebilirsin. 17. Kural: Esas kirlilik dışta
değil içte, kisvede değil kalpte
olur. Onun dışındaki her leke
ne kadar kötü görünürse
görünsün, yıkandı mı
temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik
kalplerde yağ bağlamış haset
ve art niyettir.
18. Kural: Tüm kainat olanca
katmanları ve karmaşasıyla
insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi
ayartmayı bekleyen korkunç bir
mahluk değil bizzat içimizde
bir sestir. Şeytanı kendinde
ara, dışında, başkalarında değil
ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil
sadece kendiyle uğraşan insan
sonunda mükafat olarak
Yaradan’ı tanır.
19. Kural: Başkalarından
saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla
kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin
sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde
dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak
demektir.
20. Kural: Yolun ucunun nereye
varacağını düşünmek beyhude
bir çabadan ibarettir. Sen
sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi
zaten kendiliğinden gelir.
21. Kural: Hepimiz farklı
sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet
Allah herkesin tıpatıp aynı
olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı
göstermemek,kendi
doğrularını başkalarına
dayatmaya kalkmak, Hakk’ın
mukaddes nizamına saygısızlık
etmektir. 22. Kural: Hakiki Allah aşığı bir
meyhaneye girdi mi orası ona
namazgah olur. Ama bekri aynı
namazgaha girdimi orası ona
meyhane olur. Şu hayatta ne
yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar
değil.
23. Kural: Yaşadığımız hayat
elimize tutuşturulmuş
rengarenk ve emanet bir
oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki
ağlar, perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir
kurcalar oyuncağı , kırar ve
atar. Ya aşırı kıymet verir , ya
kıymet bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne
tefritte. Sufi daima orta
yerde…
24. Kural: Madem ki insan
eşref-i mahlukattır, yani
varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde
ki halifesi olduğunu
hatırlayarak , buna yakışır
soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya
uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik,
gözü pek, gönlü emin bir halife
gibi davranmaktan
vazgeçmemelidir.
25. Kural: Cenneti ve
cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada
mevcut. Ne zaman birini
çıkarsız, hesapsız ve
pazarlıksız sevmeyi başarsak,
cennetteyiz aslında. Ne vakit
birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine
bulaşsak, tepetaklak
cehenneme düşüveririz.
26. Kural: Kainat yekvücud, tek
varlıktır. Herşey ve herkes
görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını
alma; bir başkasının hele hele
senden zayıf olanın canını
yakma. Unutma ki dünyanın
öte ucunda tek bir insanın
kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti
herkesin yüzünü güldürebilir.
27. Kural: Şu dünya bir dağ
gibidir, ona nasıl seslenirsen o
da sana öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer
çıkarsa sana gerisin geri şer
yankılanır. Öyleyse kim ki senin
hakkında kötü konuşur, sen o
insan hakkında kırk gün kırk
gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin
herşey değişmiş olacak. Senin
gönlün değişirse dünya değişir.
28. Kural: Geçmiş zihinlerimizi
kaplayan bir sis bulutundan
ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne
geleceğimizi bilebilir, ne
geçmişimizi değiştirebiliriz.
Sufi daima şu anın hakikatini
yaşar.
29. Kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek
değildir. Bu sebepten,”ne
yapalım, kaderimiz böyle”deyip
boyun bükmek cehalet
göstergesidir. Kader yolun
tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah
bellidir ama tüm dönemeç ve
sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse
ne hayatının hakimisin,ne de
hayat karşısında çaresizsin.
30. Kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından
kınansa, ayıplansa, dedikodusu
yapılsa, hatta iftiraya uğrasa
bile, o ağzını açıp da kimse
hakkında tek kelime kötü laf
etmez. Sufi kusur görmez kusur örter.
31. Kural: Hakk’a
yakınlaşabilmek için kadife
gibi bir kalbe sahip olmalı.Her
insan şu veya bu şekilde
yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir
hastalık, kimi ayrılık acısı
çeker, kimi maddi kayıp…
Hepimiz kalpteki katılıkları
çözmeye fırsat veren badireler
atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar;
kimimiz ise ,ne yazık ki daha
da sertleşerek çıkar.
32. Kural: Aranızda ki perdeleri
tek tek kaldır ki Allah’a saf bir
aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama Kurallarını
başkalarını dışlamak yahut
yargılamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur,
dost. Ve sakın kendi
doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama
inancınla büyüklük taslama !
33. Kural: Bu dünyada herkes
bir şey olmaya çalışırken sen
hiç ol! Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği
tutan dışında ki biçim değil
içinde ki boşluk ise, insanı
ayakta tutan da benlik zannı
değil hiçlik bilincidir.
34. Kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir.
Tam tersine, böylesi bir
teslimiyet son derece güçlü
olmayı gerektirir. Teslim olan
insan çalkantılı ve girdaplı
sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
35. Kural: Şu hayatta ancak
tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin
içindeki münkirle tanışmalı,
Allah’a inanmayan kişi ise
içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana
kadar gıdım gıdım ilerler kişi.
Ve ancak tezatları
kucaklayabildiği ölçüde
olgunlaşır.
36. Kural: Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana
tuzak kuruyor, sana zarar
vermek istiyorsa, Allah da
onlara tuzak kuruyordur. Çukur
kazanlar o çukura kendileri
düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre
hayır karşılıksız kalır, ne bir
katre şer. O’nun bilgisi dışında
yaprak bile kıpırdamaz. Sen
sadece buna inan !
37. Kural: Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir
saat ustasıdır. O kadar dakiktir
ki sayesinde her şey tam
zamanında olur. Ne bir saniye
erken, ne bir saniye geç. Her
insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. Kural: Yaşadığım hayatı
değiştirmeye, kendimi
dönüştürmeye hazır mıyım ?
Diye sormak için hiçbir zaman
geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş
olursa olsun, tamamen
yenilenmek mümkün. Tek bir
gün bile öncekinin tıpatıp
tekrarıysa,yazık ! Her an her
nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için
ölmeden önce ölmeli.
39. Kural: Noktalar sürekli
değişse de bütün aynıdır. Bu
dünyadan giden her hırsız için
bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst
insan alır. Hem bütün hiçbir
zaman bozulmaz. Her şey yerli
yerinde kalır, merkezinde…
Hem de bir günden bir güne
hiçbir şey aynı olmaz. Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. Kural: Aşksız geçen bir
ömür beyhude yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi
koşmalıyım, yoksa dünyevi,
semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları
doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve
tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır,
merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde..


Yorumlar